Obezite; insanların çevresinden kaynaklı, ailesinden geçmiş genetik sebeplere ve psikolojik etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan ve birçok kronik rahatsızlığa sebep olabilen önemli bir sağlık sorunudur. Kadınlar obeziteye erkeklere oranla daha fazla yakalanmaktadır. Obezite de en önemli faktörler sağlıksız beslenme biçimi, insanların hareket kısıtlılığı ve spor yapmaması gelmektedir. Aile öyküsü obezite açısından en önemli risk faktörlerinden biri olarak gösterilmektedir. Ailesinde obeziteye yakalanmış kişilerin var olması insanlardaki obezite riskini kat kat arttırmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından obezite en riskli on hastalıktan biri olarak kabul edilmiştir. Birçok sağlık sıkıntısına yol açtığı da göz ardı edilemez. Dünya genelinde obezite ile birlikte yüksek tansiyon ve şeker görülme olasılığı hızla artmaktadır. Diyabet açısından fazla kilo ve obezite tek başına risk oluşturan bir faktördür. Günümüz dünyasında uzun ve sağlıklı bir şekilde yaşamak için, her insanın sağlıklı besinler tüketmeye, düzenli spor hayatı devam ettirmeye ve normal ideal kilosunu korumaya özenli ve titiz davranması gerekmektedir. Bu bilgilere bakarak sağlık personellerine obezite ile ilgili önlenebilir sonuçların kontrolü açısından çok önemli bir görev düşmektedir.
Obezitenin Sonuçları
Obezite tek başına yaşam kalitesini bozmaya yetmektedir. Bunun yanı sıra sosyal çevrede sıkıntılar yaşamaya mobinglere maruz kalmaya başlamaktadır ve ciddi şekilde sağlık problemlerine yok açtığı bilinmektedir. Bu sıkıntılar; vücut sistemiyle ilgili hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, kolon, meme, safra kesesi, inme, uyku sorunu ve psikososyal ve daha buna benzer sorunlardır.
Obeziteden Korunma Yolları
Her şeyden önce obeziteye sebep olan nedenleri bularak obeziteyi önlemek gerekmektedir. Kalorisi düşük diyetler, spor faaliyetleri, psikolojik alanda destek almak gibi çok sayıda tedavi şekli vardır. Sonuç olarak sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırma ve düzenli spor alışkanlığı kazandırmayı amaçlayan uygulamaların okul çağındaki çocuklarda başlatılması ve bu mesajların internet, radyo, televizyon gibi çeşitli iletişim araçlarıyla sürekli verilmesi amaç belirlenmelidir. Önleme girişimlerinde diyet insanların uygulayabileceği şekilde olmalı ve yemek alışkanlığında yediklerinden daha az yemek gibi pratik değişimler desteklemelidir. Listeleri bireyin alışkın olduğu yeme şekli, , kültürel özellikleri, kronik rahatsızlıklarına ve hâlihazırda kullanmış olduğu ilaçlara göre hazırlanmalıdır.